Perikardit, kalbi çevreleyen perikard zarının iltihaplanmasıyla ortaya çıkan bir hastalıktır. Genellikle göğüs ağrısı, nefes darlığı, yorgunluk ve bazen de çarpıntı gibi belirtilerle kendini gösterir. Perikarditin en yaygın nedenleri viral enfeksiyonlar, otoimmün hastalıklar ve travmalar olsa da, böbrek yetersizliği veya kanser gibi altta yatan ciddi rahatsızlıklar da bu duruma yol açabilir.
Son yıllarda , özellikle COVID-19 aşıları sonrasında perikardit vakalarının arttığına dair bilimsel raporlar dikkat çekmektedir. Aşı sonrası gelişen perikarditin, genellikle bağışıklık sistemi tepkisiyle ilişkili olduğu düşünülmektedir. Bu durum, aşı sonrası göğüs ağrısı, yorgunluk veya nefes darlığı gibi şikayetleri olan bireylerin arttığı gözlemlenmiştir.
Tıbbi tedavi, genellikle antiinflamatuar ilaçlar ve istirahat üzerine kuruludur; ancak, son yıllarda fizyoterapinin bu hastalığın iyileşme sürecine olan katkısı da güzide bir çalışma alanı olarak dikkat çekmektedir.
Fizyoterapinin Rolü Nedir ?
Perikardit tedavisinde fizyoterapi, hastanın genel iyilik halini artırmaya, solunum kapasitesini desteklemeye ve hareket kısıtlamalarını önlemeye yardımcı olabilir. Bu multidisipliner yaklaşımda fizyoterapinin ana hedefleri şu şekilde sıralanabilir:
Solunum Fonksiyonlarının Desteklenmesi
Perikardit, göğüs bölgesinde hissedilen keskin bir ağrı nedeniyle hastaların solunum derinliğini azaltabilir. Bu durum, akciğer kapasitesinin düşmesine ve oksijen alımının yetersiz hale gelmesine neden olabilir. Solunum egzersizleri, bu kapasiteyi artırmak ve solunum kaslarının gücünü korumak için hayati bir rol oynar. Yavaş ve kontrollü nefes alıp verme teknikleri, hem akciğerlerin çalışmasını destekler hem de hastanın stres seviyesini azaltabilir.
Göğüs Kafesi Mobilitesinin Korunması
Göğüs ağrısı, hastaların hareketlerini kısıtlamalarına neden olabilir. Bu durum, göğüs kafesi ve omurgada sertliklere yol açarak nefes alma kapasitesini daha da düşürebilir. Hafif germe egzersizleri ve postüral düzenlemeler, göğüs kaslarının elastikiyetini koruyarak hareket kabiliyetini geliştirir.
Genel Kondisyonun Geliştirilmesi
Perikardit nedeniyle uzun süreli yatak istirahati ya da hareketsizlik, kas-iskelet sisteminde zayıflıklara yol açabilir. Kontrollü ve düşük yoğunluklu aerobik egzersizler, kalbin üzerindeki yükün artmasını engelleyerek hastaların genel kondisyonunu destekler. Yürüyüş bandı ya da bisiklet gibi ekipmanlarla yapılan hafif aktiviteler, hem fiziksel dayanıklığı artırır hem de moral desteği sağlar.
Dikkat Edilmesi Gerekenler
Perikardit tedavisinde fizyoterapi programı, hastanın klinik durumu ve semptomları dikkate alınarak bireyselleştirilmelidir. Uygulamada dikkat edilmesi gereken önemli noktalar şunlardır:
Ağrı Takibi: Egzersiz sırasında ya da sonrasında artan ağrı, egzersizin şiddetinin fazla olduğunu gösterebilir. Bu durumda hareketlerin yoğunluğu azaltılmalıdır.
Hafif Egzersizlere Odaklanma: Yüksek tempolu aktivitelerden kaçınılmalı ve hastanın dayanıklılığına uygun programlar tercih edilmelidir.
Doktor Onayı: Tüm fizyoterapi uygulamaları, hastanın tedavisini yürüten doktorun onayı ve gözetimi altında başlatılmalıdır.
Perikardit, ciddiye alınması gereken bir hastalık olmakla birlikte, doğru tedavi yaklaşımlarıyla iyileşme oranı yüksektir. Fizyoterapi, bu hastalığın tedavisinde destekleyici bir tedavi şekli olarak öne çıkar. Solunum kapasitesinin artırılması, göğüs mobilitesinin korunması ve genel kondisyonun iyileştirilmesiyle hastalar daha kısa sürede eski yaşam kalitelerine dönebilir. Ancak her hasta benzersizdir ve tedavi mutlaka bireyselleştirilmelidir. Perikardit tedavisinde multidisipliner yaklaşımı benimseyen fizyoterapistler, hastaların hayatında olumlu farklar yaratabilir. Mutlaka fizyoterapistinize başvurun .