Eskiden ne güzel rekabet vardı siyasette. Hoşgörü vardı, saygı vardı, tahammül vardı. Şimdi ise sadece düşmanca söylemler var.
Hatırlayın; Demirel de, Erbakan da, İnönü de, Türkeş de yanyana gelebiliyor, televizyonlarda tartışma programlarına katılabiliyorlardı. Yaptıklarını, yapacaklarını, projelerini anlatıyorlar, üsluplarına dikkat ediyor, sonrasında da yan yana kol kola dışarı çıkıp çay içebiliyorlardı.
Herkes birbirine “sayın” diyordu, “bey” diyordu. Belli bir oy almış ve belli bir partinin temsil ettiği makama saygı duyuyordu.
Ne kimse kimseye hakaret ediyordu, ne küfür ne de başka tür ağır suçlamalarda bulunuluyordu.
Şimdiye bakıyorum; bizden olmayan herkes öteki, herkes düşman, herkes terörist. Bence bu kadarı çok fazla.
Parti liderlerini örnek alan vatandaşlar da aynı söylemlerde bulunmaya başlayalı çok oldu. Sadece oy vereceksiniz başka bir şey değil. Canınızı da verebilirsiniz bu sizin bileceğiniz bir iş ama bu kadar kalp kırmaya, düşmanlaşmaya gerek yok ki!
Siz böyle yaparak onlara benzemeyin ki bizler de yarın adına umudumuzu yitirmemiş olalım.
Sizler düşman değil, birbirinizin rakibisiniz sadece. Ölüm kalım meselesi değil bu. Altı üstü bir seçim. Şunu değil ötekini seçeceksiniz. Ne her şey baştan sona düzelecek, ne her şey çok berbat olacak. Ne ülke gidecek elden ne de başka bir şey olacak...
Seçim her ne kadar sizin seçiminizmiş gibi görünse de aslında hep başkalarını seçiyorsunuz. Seçtiğiniz ya da seçemediniz insanlar istediğiniz gibi çıkmayınca da sağı solu suçluyorsunuz. Ne kendinize ne de oy verdiğiniz partiye toz kondurmuyorsunuz. Siz süpersiniz öbürleri de tu kaka!
Kim kazanırsa kazansın kendi yandaşlarını tanıdıklarını işe alacak onlara torpil yapacak, ülkemizdeki siyaset hepsi bu kadarcık işte.
Ama keşke bu kadar siyaseti bu kadar düşürmeselerdi..