Şanlıurfa’nın deneyimli gazetecilerinden Ferhat Özer, 45 yıllık gazetecilik kariyerine dair duyduğu derin hayal kırıklıklarını ve sektördeki değişen değerleri eleştirdiği bir açıklama yaptı. Gazeteciliğin bir zamanlar hak ettiği değeri bulduğunu ancak artık bu mesleğin ruhunun kaybolduğunu belirten Özer, "Mesleği bırakmanın zamanı geldi" diyerek, bu alanda emek verenlerin yaşadığı zorlukları ve karşılaştıkları değişimlere dair sitemini dile getirdi.
Özer, 10 yaşında sokakta gazete satarak başladığı gazetecilik kariyerinin, 45 yıl sonra bambaşka bir noktaya geldiğini ve mesleğin bugünkü hâliyle eski tat ve anlamını kaybettiğini belirtti. “O zamanlar kara kalemle haber yazıyordum, daktiloyla yazdığım her haberin heyecanı vardı. O kadar zor koşullarda çalıştım ki, bir haberi yazmak için bazen telefonla merkeze bildirirdim” diyerek eski gazeteciliği hatırlatan Özer, günümüzün “kolay kazanç sağlanan” ortamında, gazeteciliğin manevi değerlerinin ve emekle kazanılan başarıların görmezden gelindiğine vurgu yaptı.
"Her Meslekten İnsan TV Programlarına Çıkıyor"
Özer, bugünkü gazetecilik anlayışının başta televizyon programcılığı olmak üzere, siyasetin etkisiyle şekillendiğini belirtti. Mahalledeki bakkaldan manavına kadar herkesin Turkuaz kartı sahibi olduğunu belirten Özer, gazeteciliği siyasetin gölgesinde yapılan programlarla eşdeğer hale getiren bir anlayışın hâkim olduğunun altını çizdi. “Hangi meslekten olursa olsun herkes ekranlara çıkıyor, ama kendi meslekleri üzerinden değil, siyaset üzerinden program yapıyor. Bu durum, gazeteciliğin asli görevinden sapması anlamına geliyor” dedi.
Bir gazetecinin “gazetecilik yapması gerektiğini” belirten Özer, ancak bugünün medya dünyasında televizyonlara çıkan, sosyal medya hesaplarıyla “influencer” olan kişilerin gerçek gazetecilikten uzaklaştığını savundu. "Kendi mesleğini değil, siyaseti konuşarak ekranlara çıkmak, gazetecilik değil. Bizim zamanımızda basın, kamuoyunun doğru bilgiye ulaşmasını sağlardı. Ama şimdi çoğu kişi ‘ekran yüzü olmak’ için siyasetin gündemine oturmayı tercih ediyor" diyerek, mesleğinin geldiği noktaya dair derin bir eleştiri sundu.
"Hakkını Vermek Zorlaştı"
Şanlıurfa’daki eski gazetecilik günlerine dönük bir başka eleştiri de, gazetecilerin ekonomik zorluklarla mesleklerini icra etmek zorunda kalması üzerineydi. Özer, "45 yıl boyunca gazeteciliği hakkıyla yapmaya çalıştım, ama o zamanlar kazançlar zordu. Şimdi ise kolay para kazanmak mümkün. Belki ben eski kalmışım" diyerek, gazetecilik mesleğinin artık ekonomik kazançla özdeşleştiğini ancak asıl önemli olanın gazeteciliğin ruhunu kaybetmeden görevini yerine getirmek olduğunu söyledi.
"Bizden sonra işe başlayanlar, mal, mülk sahibi oldu. Gözümüz yok ama gazetecilik şu anda o kadar kolay kazanç sağlanan bir hale geldi ki, bunun ruhunu kaybedenler, gazeteciliği artık ticari bir faaliyet olarak görüyor" diyerek meslektaşlarının yaşadığı dönüşümü eleştiren Özer, gazeteciliğin yalnızca maddi kazanç ve ün üzerinden değerlendirilemeyecek kadar önemli olduğunu belirtti.
"Halkın Doğru Habere Erişme Hakkı İkincil Planda Kaldı"
Özer, gazeteciliğin esas amacının halkın doğru bilgiye ulaşmasını sağlamak olduğunu belirterek, “Bugün gazetecilik, bazı kişilerin çıkarları uğruna halkın gözünden kaçıyor. Gerçek gazetecilik, halkın sesi olmak, doğru bilgiyi tarafsız bir şekilde aktarmaktır. Ama artık sektör o kadar ticari bir hale geldi ki, halkın doğruları öğrenme hakkı, başkalarının çıkarlarına kurban ediliyor” dedi.
Gazeteciliğin, sistematik olarak izlediği yolun dışına sapmaya başladığını ve bu sapmanın medya sektöründe daha da derinleştiğini söyleyen Özer, kendi kariyerini hatırlatarak, gazeteciliğin zorluklarına değindi. "Biz kara kalemle haber yazarken, bugün sistemin içinde boğulmuş olan bu kişiler, kolayca zenginleşiyorlar. Gazeteciliğin hakkını vermeye çalıştık ama, artık eski tadı yok" diyerek, meslektaşlarının karşılaştığı olumsuz dönüşüme dikkat çekti.
"Mesleğin Tadını Kaybettik"
Özer, son olarak mesleğin geleceğiyle ilgili karamsar bir bakış açısı sundu ve gazetecilikten geri çekilmenin zamanının geldiğini vurguladı. “Mesleğin tadı kaçtı. Rotası kayboldu. Kantarı yok oldu. O yüzden belki de mesleği bırakmanın zamanı geldi. Ama ne olursa olsun, en iyisini yapmak için elimizden geleni yaptık. Hakkımızda hayırlısı olur” diyerek açıklamalarını noktaladı.
Ferhat Özer’in açıklamaları, gazeteciliğin geldiği noktayı tartışmaya açarken, medya dünyasında doğru haberin peşinden gitmek isteyenlerin karşılaştığı zorlukları ve sektörün ticaretleşmesinin yarattığı olumsuz etkileri gözler önüne seriyor. Bu tür açıklamalar, gazeteciliğin toplumsal bir hizmet olma amacını kaybedip kaybetmediği konusunda önemli bir soru işareti oluşturuyor.
Urfa Taraf